Sihirli Değirmen ve İyilik Meleği

Bir zamanlar, yemyeşil ormanlarla çevrili, huzur dolu bir köyde yaşayan Ahmet adında genç bir çiftçi varmış. Ahmet, dürüstlüğü ve çalışkanlığıyla tanınır, ancak yoksulluk içinde yaşarmış. Köyün zengin ve kibirli ağası Hasan Ağa ise, servetine rağmen kalbinde merhamet barındırmazmış.

Bir gün, Ahmet ormanda odun keserken yaşlı bir kadınla karşılaşmış. Kadın, yorgun ve aç bir halde Ahmet’ten yardım istemiş. Ahmet, elindeki azığını kadınla paylaşmış ve ona dinlenmesi için gölgelik bir yer göstermiş. Yaşlı kadın, Ahmet’in bu iyiliği karşısında gülümseyerek aslında bir iyilik meleği olduğunu ve Ahmet’i ödüllendirmek istediğini söylemiş. Melek, Ahmet’e sihirli bir değirmen hediye etmiş ve “Bu değirmen, ‘Değirmenim, değirmenim, dön ve bana istediğimi ver’ dediğinde çalışacak ve dilediğin her şeyi üretecek. Ancak, durmasını istemek için ‘Değirmenim, değirmenim, dur artık’ demelisin.” demiş.

Ahmet, meleğe teşekkür ederek değirmeni almış ve evine dönmüş. Evinde, sihirli değirmeni denemek için “Değirmenim, değirmenim, dön ve bana ekmek ver” demiş. Değirmen dönmeye başlamış ve mis gibi ekmekler üretmiş. Ahmet, “Değirmenim, değirmenim, dur artık” diyerek değirmeni durdurmuş. Bu mucize karşısında sevinçle dolan Ahmet, değirmenin gücünü sadece kendi için değil, köydeki yoksul insanlar için de kullanmaya karar vermiş.

Ahmet, değirmen sayesinde köydeki fakirlere yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaçlarını sağlamış. Köylüler, Ahmet’in cömertliği ve iyiliği sayesinde rahat bir nefes almışlar. Ancak, Hasan Ağa bu durumu kıskanmış ve Ahmet’in sırrını öğrenmek istemiş. Bir gece, adamlarını Ahmet’in evine göndererek sihirli değirmeni çaldırmış.

Hasan Ağa, değirmeni kendi evine getirterek denemek istemiş. Ancak, değirmeni nasıl durduracağını bilmediğinden, “Değirmenim, değirmenim, dön ve bana altın ver” demiş. Değirmen altın üretmeye başlamış, ancak Hasan Ağa durdurma sözünü bilmediği için değirmen durmamış ve ev altınlarla dolup taşmış. Altınlar evden taşarak bahçeye, oradan da sokağa yayılmış. Hasan Ağa, panikle Ahmet’e giderek yardım istemiş.

Ahmet, Hasan Ağa’nın pişmanlığını görünce ona yardım etmeye karar vermiş. Değirmenin yanına giderek “Değirmenim, değirmenim, dur artık” demiş ve değirmen durmuş. Hasan Ağa, Ahmet’ten özür dilemiş ve yaptığı hatanın farkına varmış. Ahmet, ona iyiliğin ve paylaşmanın önemini anlatmış. Bu olaydan sonra Hasan Ağa, servetini köylülerle paylaşmaya başlamış ve kalbindeki kibir yerini merhamete bırakmış.

Ahmet ise, sihirli değirmeni kullanarak köydeki herkesin ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmiş. Köy, Ahmet’in iyiliği ve cömertliği sayesinde bolluk ve bereket içinde yaşamış. İyilik meleğinin öğrettiği ders, tüm köylülerin kalbinde yer etmiş: İyilik ve paylaşma, gerçek zenginliğin anahtarıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu