Fareli Köyün Kavalcısı
Bir zamanlar, Almanya’da Weser Nehri kıyısında bulunan Hamelin adında küçük ve huzurlu bir kasaba vardı. Ancak, kasaba halkı çevre temizliğine dikkat etmedikçe, sokaklar ve evler çöplerle doldu. Bu durum, kasabanın fareler tarafından istila edilmesine neden oldu. Fareler evlere giriyor, yiyecekleri kemiriyor ve hastalık yayıyorlardı. Halk, bu soruna bir çözüm bulması için belediye başkanına başvurdu.
Belediye başkanı ve meclis üyeleri günlerce çözüm aradılar, ancak başarılı olamadılar. Tam umutsuzluğa kapıldıkları bir anda, rengârenk giysiler içinde, elinde kavalıyla bir adam çıkageldi. Kendisini “Kavalcı” olarak tanıtan bu adam, kasabayı farelerden kurtarabileceğini, ancak bunun karşılığında 1000 altın istediğini söyledi. Belediye başkanı ve meclis üyeleri, çaresizlik içinde teklifi kabul ettiler.
Kavalcı, sokaklarda kavalını çalmaya başladı. Kavaldan çıkan büyüleyici melodiyi duyan fareler, saklandıkları yerlerden çıkarak Kavalcı’nın peşine takıldılar. Kavalcı, fareleri Weser Nehri’ne doğru yönlendirdi ve nehrin kıyısına geldiğinde suyun üzerinde bir kayaya çıkarak kavalını çalmaya devam etti. Fareler, büyülenmişçesine suya atladılar ve boğuldular. Kısa sürede kasaba farelerden tamamen temizlendi.
Görevini başarıyla tamamlayan Kavalcı, belediye başkanının yanına giderek söz verilen 1000 altını talep etti. Ancak, belediye başkanı ve meclis üyeleri verdikleri sözü tutmadılar ve sadece 100 altın teklif ettiler. Kavalcı, bu haksızlık karşısında öfkelendi ve kasabayı terk etmeden önce, “Bunun bedelini ödeyeceksiniz.” diyerek uyardı.
Ertesi gün, Kavalcı kasabaya geri döndü ve kavalını çalmaya başladı. Bu kez, melodisi kasabanın çocuklarını etkiledi. Çocuklar, büyülenmiş gibi Kavalcı’nın peşine takıldılar. Kavalcı, çocukları dağların ardındaki bir mağaraya götürdü ve onları orada bıraktı. Kasaba halkı, çocuklarının kaybolduğunu fark edince büyük bir üzüntü ve panik yaşadı. Belediye başkanı, hatasını anlayarak Kavalcı’yı buldu ve ona 1000 altını teslim etti. Kavalcı, çocukları serbest bıraktı ve kasabayı sonsuza dek terk etti.
Bu olaydan sonra, Hamelin halkı verdikleri sözleri tutmanın ve dürüstlüğün önemini anladılar. Kasaba, temiz ve düzenli bir yer haline geldi ve bir daha asla böyle bir felaketle karşılaşmadılar.
