Kaplumbağa ve Minik Balık Masalı
Bir zamanlar, sıcak ve güneşli bir gölün derinliklerinde sakin bir kaplumbağa yaşarmış. Adı Tumi’ymiş. Tumi yıllardır bu gölde yaşar, günlerini dinlenerek ve yavaş yavaş yüzerek geçirirmiş. Gölü çok severmiş çünkü burada her şey sessiz, huzurlu ve düzenliymiş.
Bir sabah, Tumi yine göl kıyısında güneşlenirken suyun yüzeyinde bir şeyin kıpırdadığını fark etmiş. Başını kaldırıp dikkatlice bakmış. Suya yeni gelen bir minik balık oraya buraya hızla yüzüyor, baloncuklar çıkarıyor, bir dalın altına girip sonra hop diye çıkıveriyormuş.
Tumi gözlerini ovuşturmuş. Bu kadar enerjik bir canlıyı gölde uzun süredir görmemiş. “Merhaba!” demiş Tumi, gülümseyerek. “Ben Tumi. Sen de kimsin bakalım böyle hoplayıp zıplayan?”
Minik balık birden durmuş, kocaman gözleriyle kaplumbağaya bakmış. “Merhaba! Ben Lilo! Yeni geldim! Bu gölü keşfetmeye bayılıyorum! Her yerde farklı şeyler var! Yosunlar, taşlar, kabuklar…”
Tumi gülmüş. “Yavaş ol biraz Lilo. Gölün keyfini yavaş yavaş çıkarmak gerekir.”
Ama Lilo dinlememiş. “Yavaş mı? Neden? Hayat kısa, eğlenmek gerek!” diyerek suyun içinde dönüp durmuş.
Günler geçmiş. Lilo gölün her köşesini keşfetmiş ama bir türlü durmak bilmemiş. Bazen çok hızlı yüzdüğü için başını taşlara çarpmış, bazen yosunlara takılmış. Her seferinde Tumi onu sakinleştirip yardım etmiş.
Bir gün göle büyük bir fırtına yaklaşmış. Gökyüzü kararmış, rüzgar suyu dalgalandırmış. Tumi hemen yuvasına dönmüş. Ama Lilo fırtınayı fark etmemiş, çünkü yine suyun dibinde oynuyormuş.
Rüzgar daha da güçlenince Lilo dalgaların arasında savrulmaya başlamış. Suyun üstüne çıkmak istemiş ama dalgalar onu sürekli geri itmiş. Korkmuş. O neşeli, hızlı balık şimdi ağlamak üzereymiş.
Tam o anda, Tumi kalın kabuğu ve güçlü bacaklarıyla Lilo’ya doğru yavaşça ama kararlı bir şekilde yüzmüş. “Tut sırtıma!” demiş. Lilo hızla kaplumbağanın kabuğuna tutunmuş. Tumi onu güvenli kıyıya taşımış.
Fırtına geçtikten sonra Lilo, Tumi’nin yanına oturmuş. “Teşekkür ederim,” demiş mahcup bir şekilde. “Bazen hızlı olmak yerine dikkatli olmak daha önemliymiş.”
Tumi gülümsemiş. “Her şeyin zamanı var, Lilo. Bazen hız, bazen de sabır işe yarar. Ama en güzeli dengede olmak.”
O günden sonra Lilo daha dikkatli, daha düşünceli bir balık olmuş. Tumi’yle birlikte hem yavaş hem de eğlenceli günler geçirmişler. İki farklı dünyadan gelen bu iki dost, birbirlerinden çok şey öğrenmiş.
Ve göl, artık sadece huzurun değil, aynı zamanda dostluğun da evi olmuş.