Karlar Kraliçesi Masalı
Bir zamanlar, kışı ve karı hükmeden bir kraliçe yaşardı. Bu kraliçe, bembeyaz bir sarayda, kardan yapılmış duvarların arasında yaşardı. Gözleri buz mavisi gibi soğuk ve etkileyiciydi. Karlar Kraliçesi, soğuk kalbiyle tanınır, hisleri asla dışarı vurmazdı. Ancak onun dünyasında her şey düzenli, saf ve tertemizdi.
Kraliçenin ülkesinden çok uzakta, küçük bir kasabada Kai ve Gerda adında iki yakın arkadaş yaşardı. Bu çocuklar birbirlerini kardeş kadar sever, günlerini çiçek bahçelerinde oyun oynayarak geçirirdi. Ancak bir gün, Karlar Kraliçesi, Kai’yi fark etti. Kraliçe, Kai’nin sıcak gülüşü ve parlak gözlerinde bir tehdit gördü. Bu yüzden buzdan bir büyü yaparak Kai’nin kalbine ve gözüne buz parçaları gönderdi. Kai, artık Karlar Kraliçesi’nin etkisi altındaydı.
Bir kış günü, Kai aniden ortadan kayboldu. Kimse nereye gittiğini bilmiyordu. Ama Gerda onu bulmaya kararlıydı. Küçük kız, kışın en sert olduğu bir dönemde, ince bir manto ve büyük cesaretiyle Kai’yi aramak için yola çıktı.
Gerda’nın yolculuğu kolay olmadı. Yolda pek çok engelle karşılaştı. Buz kaplı nehirlerden geçti, hırçın rüzgârlara göğüs gerdi. Fakat her seferinde, karşılaştığı insanlar ve hayvanlar ona yardım etti. Ormanların derinliklerinde yaşayan bir karga ona Karlar Kraliçesi’nin sarayının yerini söyledi. Bir ren geyiği ise onu saraya kadar götürdü.
Karlar Kraliçesi’nin sarayı devasa ve ürkütücüydü. İçeride Kai, donmuş bir halde, kraliçenin verdiği zorlu bir bulmacayı çözmeye çalışıyordu. Kalbindeki buz, onu duygusuz yapmıştı. Gerda, Kai’yi gördüğünde gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu gözyaşları, saf sevgisinin bir yansımasıydı ve mucizevi bir şekilde Kai’nin kalbindeki buzu eritti.
Kai gözlerini açtığında Gerda’yı gördü ve olan biteni hatırladı. Karlar Kraliçesi’nin büyüsü kırılmıştı. İki çocuk, saraydan kaçarak evlerine döndü. O günden sonra, dostluk ve sevgiyle dolu bir hayat sürdüler. Karlar Kraliçesi ise buzdan dünyasında bir daha kimsenin kalbini donduramadı.