Kurnaz Tilki ve Sihirli Kuş Masalı

Bir varmış bir yokmuş, ormanların en derin, en sessiz köşesinde, akıllılığıyla ün salmış kurnaz bir tilki yaşarmış. Bu tilki, yeri geldiğinde diğer hayvanlara yardım eder, yeri geldiğinde ise kendi çıkarı için türlü oyunlar çevirirmiş. Adı Tufi’ymiş. Tufi bir sabah güneşin ilk ışıklarıyla uyanmış, karnı zil çalıyormuş. Ama sıradan bir av peşinde koşmak istememiş. “Bugün özel bir şey yemeliyim!” demiş kendi kendine.

O sırada gökyüzünde parıldayan renkleriyle uçan bir kuş dikkatini çekmiş. Bu kuşun tüyleri gökkuşağı gibiymiş, gözleri yıldız gibi parlıyormuş. Tufi, kuşun ormanda daha önce hiç görülmediğini fark etmiş. “Bu kuş sihirli olmalı,” diye düşünmüş ve hemen bir plan yapmış.

Kurnaz tilki, sakince bir çalının arkasına gizlenmiş ve kuşu izlemeye başlamış. Kuş bir ağaca konmuş ve melodik bir şarkı söylemiş. Şarkı o kadar güzelmiş ki tüm orman birden susmuş. Tavşanlar dans etmeyi bırakmış, sincaplar fındıklarını bırakmış, hatta rüzgar bile esmeyi unutmuş.

Tufi, kuşun yanına yaklaşarak nazikçe konuşmuş:
Merhaba güzel kuş, adını öğrenebilir miyim?”
Kuş gülümseyerek cevaplamış: “Ben Lira. Sihirli Orman’dan geldim. İyilik yapanlara şarkımla mutluluk, kötülük yapanlara ise ders veririm.”

Tufi içinden gülmüş. “Harika! O zaman seninle arkadaş olalım. Ben de bu ormanın en yardımsever hayvanıyımdır!” demiş, ama bu tabii ki yalanmış.

Lira buna inanmış ve Tufi ile birlikte ormanda dolaşmaya başlamışlar. Tufi, bir yandan kuşun sihirli gücünü öğrenmeye çalışıyor, bir yandan da onu kandırmak için fırsat kolluyormuş.

Bir gün Lira, Tufi’ye demiş ki:
Bana gerçekten yardım etmek istiyorsan, şu hasta sincaba yiyecek bulmamız gerek.”
Tufi içinden, “Ne gerek var, ben sadece senin sihrini istiyorum,” demiş ama dışından, “Tabii tabii, hemen!” demiş.

Sincaba birkaç kuru meşe palamudu götürdükten sonra, Lira Tufi’ye teşekkür etmiş. “Bugün gerçekten iyi bir iş yaptın. Dile benden ne dilersen,” demiş.

Tufi bir an bile düşünmeden, “Ben de sihirli olmak istiyorum! Uçmak istiyorum, tüylerim ışıldasın, herkes beni sevsin!” demiş.

Lira bir an duraksamış. “Bu dilek gerçekleşebilir ama sadece içten iyilikle kazanılır,” demiş.

Tufi sabırsızca, “Boş ver içtenliği, sen bana hemen sihri ver!” diye çıkışınca, Lira’nın gözleri kararmış. Kanatlarını çırpmış ve ortalık birden sisle kaplanmış.

Sis dağıldığında, Tufi’nin tüyleri parlak olmuş, ama bir sorun varmış: Konuşamıyormuş! Her söylediği kelime sadece bir kuş ötüşüne dönüşüyormuş. Uçamıyor, sadece ötüyormuş.

Tufi, ormandaki diğer hayvanların yanına gitmiş ama kimse ne dediğini anlamamış. Günlerce üzülmüş, yavaş yavaş yaptığı kötülükleri düşünmeye başlamış. Sonunda samimi bir şekilde pişman olmuş ve içtenlikle ormandaki hayvanlara yardım etmeye başlamış.

Aylar sonra Lira yeniden gelmiş. Tufi’yi izlemiş, yaptığı iyilikleri görmüş ve bir sabah yanına gelip, “Gerçek iyilik içten gelir. Şimdi sihrin hak edildi,” demiş.

O günden sonra Tufi, konuşma yetisini geri kazanmış, ama artık eskisi gibi kurnaz oyunlar peşinde koşmamış. O, ormanın en yardımsever hayvanlarından biri olmuş.

Ve böylece, Kurnaz Tilki Tufi ile Sihirli Kuş Lira, gerçek dostluğu ve iyiliğin gücünü tüm ormana öğretmişler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu