Ejderha Krallığı ve Cesur Çocuk Masalı Oku
Bir zamanlar, dağların arasında saklı, Ejderha Krallığı adında efsanevi bir diyar vardı. Bu krallıkta rengârenk pulları parıldayan ejderhalar yaşar, gökyüzünde özgürce uçar ve sihirli nefesleriyle doğayı şekillendirirdi. Ancak, insanlar bu krallığa yaklaşamazdı çünkü ejderhalar, kimseyi topraklarına kabul etmezdi.
Bir gün, küçük bir köyde yaşayan 10 yaşındaki Ali, babasının anlattığı eski hikâyelerdeki gibi cesur olmak istedi. Köyün yakınındaki dağların ötesinde, Ejderha Krallığı’nın ışık saçan kulelerini gören Ali, bir maceraya atılmaya karar verdi. Köylüler, “Sakın gitme! Ejderhalar seni yakar!” diye uyardıysa da Ali’nin kararlılığı kırılamadı.
Ali, cesaretini toplayarak dağları aştı ve sonunda ejderhaların ülkesine vardı. Burada her şey büyüleyici görünüyordu: Altından bir nehir, gökkuşağı renginde ağaçlar ve havada dans eden minik ateş böcekleri… Ancak birden, devasa bir ejderha Ali’nin önünde belirdi. Ejderha, altın pullarıyla bir güneş gibi parlıyor ve sesi dağları titretiyordu:
“Buraya neden geldin, küçük insan?” diye sordu ejderha.
Ali, korkusunu yenerek, “Ben insanlarla ejderhalar arasındaki dostluğu kurmak istiyorum,” dedi. Ejderha, Ali’nin dürüstlüğüne ve cesaretine hayran kaldı. Onu diğer ejderhaların liderine götürdü. Lider, Ali’nin bu kadar küçük yaşta bu kadar büyük bir amaç taşımasını takdir etti.
Ejderhalar, Ali’nin kalbinde kötülük olmadığını anladı ve ona bir hediye verdiler: Bir parça sihirli taş. Bu taş, köyüne döndüğünde insanlara umut ve barış getirecek bir ışık yayacaktı.
Ali köyüne döndüğünde, köylüler onun hikâyesini dinleyip, ejderhaların aslında kötü olmadığını öğrendi. Ali sayesinde insanlar ve ejderhalar arasındaki bağlar güçlendi ve iki diyar arasında dostluk doğdu.