Horoz ile Mücevher Masalı Oku
Bir zamanlar küçük bir köyün hemen dışında, rengârenk tüyleriyle göz kamaştıran bir horoz yaşardı. Bu horoz, sabahları köylüleri uyandırmak için erkenden öter, gün boyu tarlalarda yiyecek arardı. Gururlu duruşuyla diğer hayvanların dikkatini çeker, herkes onu çalışkan ve cesur bir horoz olarak bilirdi. Horoz ile mücevher bulma hikayesi de burada başlamaktadır.
Bir gün, horoz yiyecek aramak için yine toprağı eşelemeye başladı. Güneş pırıl pırıl parlıyor, hafif bir rüzgâr etrafı serinletiyordu. Horoz, gagasını toprağa vurup duruyor, küçük taşları ve böcekleri kenara itiyordu. Derken toprağın altında bir şey parıldadı. Merakla eşelemeye devam eden horoz, bir süre sonra toprağın içinden kocaman bir mücevher çıkardı. Horoz ile mücevher, bu köyde herkesin konuştuğu bir olay haline geldi.
Mücevher, güneş ışığını yansıtarak etrafa rengârenk ışıklar saçıyordu. Horoz, mücevheri gagasıyla kaldırıp dikkatlice inceledi. Parlak ve oldukça değerli görünen bu taş, her kim görse hayran kalacağı bir hazineydi. Ama horozun yüzünde bir memnuniyetsizlik belirdi. Horoz ile mücevher arasında bir bağ olduğunu düşündü.
“Koskoca taş!” dedi horoz kendi kendine. “Pırıl pırıl parlıyorsun, ama benim ne işime yararsın ki? Karnımı doyuramazsın, ne bir tahılsın ne de bir solucan. Sana bakarak doymam mümkün değil.”
Horoz biraz düşündü ve sonra mücevheri yere bıraktı. “Bir çiftçinin elinde olsan ne kadar faydalı olurdun,” diye devam etti. “Belki de seni bir kuyumcuya satardı, karşılığında ailesine yiyecek alırdı. Ama benim işime yaramazsın, o yüzden seni burada bırakıyorum.”
Horoz, mücevheri toprağa geri gömdü ve eşelemeye devam etti. Çok geçmeden birkaç tane buğday tanesi buldu ve mutlulukla yemeye başladı. “İşte bu tam bana göre!” diye bağırdı. “Bir hazine değil, ama benim için daha değerli!”
Horozun bu davranışı köyde dilden dile yayıldı. Herkes horozun çalışkanlığını ve basit mutluluklarla yetinmesini takdir etti. Köydeki çocuklar, ona örnek olarak mütevazı bir hayatın değerini öğrenmeye başladılar.
Ve böylece horoz, mücevherden çok daha değerli olan bir şeyin, ihtiyaçlarına uygun şeyleri bilmek ve onlarla yetinmek olduğunu herkese göstermiş oldu.