Mutsuz Tavşan ve Mütevazı Sincap Masalı

Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil ağaçlarla dolu huzurlu bir ormanda Mino adında bir tavşan yaşarmış. Mino, koca kulakları ve pamuk gibi kuyruğuyla çok sevimli olsa da, her zaman mutsuzmuş. Çünkü ne kadar hızlı koşarsa koşsun, ne kadar yükseğe zıplarsa zıplasın, hep bir şeylerin eksik olduğunu düşünürmüş. “Keşke ben de ormandaki diğer hayvanlar gibi mutlu olabilseydim,” diye iç geçirirmiş.

Bir gün, Mino ormanda amaçsızca dolaşırken, bir ağacın altında oturan küçük bir sincaba rastlamış. Bu sincabın adı Lipo’ymuş. Lipo, sakince bir ceviz yiyor ve çevresine gülümseyerek bakıyormuş. Mino, onun huzurlu haline şaşırarak sormuş:

“Lipo, neden bu kadar mutlusun? Her gün aynı ağaçlara tırmanıyor, aynı yiyecekleri yiyorsun. Sıkılmıyor musun?”

Lipo, cevizi kemirmeyi bırakıp gülümsemiş. “Mutluluk, büyük şeylerde değil, küçük şeylerde saklıdır Mino. Etrafına bak, şu ağaçların rüzgârda sallanışını, kuşların neşeyle şarkı söyleyişini fark ettin mi? Ya da sabah içtiğin serin suyun tadını çıkardın mı?”

Mino, biraz düşündükten sonra başını sallamış. “Ama ben daha fazlasını istiyorum. Daha hızlı koşmak, daha yükseğe zıplamak, belki de uçabilmek!” demiş.

Lipo gülümseyerek cevabını vermiş: “Büyük şeyleri hedeflemek güzel ama öncelikle sahip olduklarımızın kıymetini bilmeliyiz. Eğer sürekli daha fazlasını istersek, elimizdekilerin güzelliğini göremeyiz. Sen çok hızlısın ve ormanda tehlikelerden kolayca kaçabiliyorsun. Bu harika bir şey! Ayrıca arkadaşların var, yemyeşil bir ormanda yaşıyorsun. Bütün bunlar zaten mutluluğun kaynağı olabilir.”

Mino, Lipo’nun söylediklerini düşündükçe, içini bir sıcaklık kaplamış. O güne kadar hep eksikliklerine odaklanmış ama sahip olduğu güzellikleri hiç fark etmemişti. Ertesi sabah, ilk kez güneşin ağaçlardan süzülen ışıklarını, esen hafif rüzgârın huzurunu hissetti. Ve o an fark etti ki mutluluk, aradığı büyük şeylerde değil, gözünün önündeki küçük güzelliklerde gizliydi.

Mino artık ormanda gezdiğinde, daha önce fark etmediği detayları keşfetmeye başladı. Çiçeklerin arasından uçan kelebeklerin dansını izledi, gökyüzünde süzülen bulutları şekillere benzeterek eğlendi. O gün, Lipo ile birlikte nehir kenarında oturup suların akışını izlediler. Lipo, “Hayatın akışına kulak verirsen, mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın olmadığını anlarsın,” dedi.

O günden sonra Mino, mutsuz tavşan olmaktan vazgeçti. Ormandaki her gününü neşeyle geçirdi ve sahip olduğu her şey için minnettar oldu. En önemlisi de, mütevazı sincabın ona öğrettiği bu büyük dersi asla unutmadı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu