Keloğlan ve Kırık Ayna Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Keloğlan adında zeki ve cesur bir delikanlı yaşarmış. Bir sabah, Keloğlan odasında uyanırken yanında tanımadığı küçük bir kız çocuğu görmüş. Şaşkınlıkla, “Sen de kimsin, buraya nasıl geldin?” diye sormuş.

Kız, gözyaşları içinde, “Benim adım Pamuk. Kötü kalpli bir cadı, anne ve babamı kırık bir aynaya hapsetti. Lütfen bana yardım et,” demiş. Keloğlan, önce Bilgecan Dede’ye danışmayı önermiş; ancak Pamuk, zamanlarının olmadığını söyleyerek onu ikna etmiş. Böylece birlikte ormana doğru yola çıkmışlar.

Yolda, Balkız ve Kara ile karşılaşmışlar. Keloğlan, Pamuk’un hikâyesini anlatmış; ancak Prenses, Pamuk’a güvenmemiş. Buna rağmen, Keloğlan Pamuk’a yardım etmeye kararlıymış ve birlikte ormanın derinliklerine doğru ilerlemişler. Balkız ve Kara, onları uzaktan takip etmeye karar vermiş. Bu sırada Prenses, Bilgecan Dede’ye haber vermek için geri dönmüş.

Ormanın derinliklerinde kırık aynayı bulmuşlar. Pamuk, Keloğlan’dan aynanın içine girip ailesini kurtarmasını istemiş. Keloğlan, bunun tehlikeli olabileceğini düşünerek tereddüt etmiş; ancak Pamuk, onu arkadan iterek aynanın içine atmış. Daha sonra, saklanmış olan çirkin cadıyı çağırmış ve istediğini yaptığını, ailesini serbest bırakmasını söylemiş. Cadı, güçlerini geri aldığında bunu yapacağını söyleyerek Pamuk’u kandırmış.

Keloğlan, aynanın içinde karanlık ve ıssız bir dünyada hapsolmuş. Orada dolaşırken bir köpek sürüsü tarafından kovalanmış ve can havliyle bir ağaca tırmanmış. Köpekler gittikten sonra ağaçtan inmeye çalışırken, ağaç canlanmış ve onu bir çalının üzerine fırlatmış. Bu sırada, Uzun adında biri ormanda kaçan tavuğunu kovalarken aynayı bulmuş ve Huysuz’un işine yarayabileceğini düşünerek almak istemiş. Kara, ona aynanın sihirli olduğunu ve Keloğlan’ın içinde mahsur kaldığını söylemiş; ancak Uzun ikna olmamış. Kara, tavuğun aynanın içinde olabileceğini söyleyerek onu da içeriye göndermiş. Bu kez köpekler Uzun’u kovalamış.

Bilgecan Dede, Balkız ile birlikte aynanın olduğu yere giderken yol kenarında ağlayan Pamuk’u görmüşler. Pamuk, kendisinin suçsuz olduğunu ve cadı tarafından kandırıldığını söylemiş. Cadının, aynayı evine götürdüğünü ve Bilgecan Dede’nin gelmesini istediğini iletmiş. Bilgecan Dede, bunun bir tuzak olduğunu anlamış ve yalnız gitmek istemiş. Kara, aynayı güvenli bir yere götürürken Huysuz ile karşılaşmış. Huysuz, aynanın ne olduğunu sormuş ve Kara, sihirli bir ayna olduğunu, içine bakmasını önermiş. Huysuz, Kara’nın dalga geçtiğini düşünmüş; ancak eğilip bakarken Kara onu da aynaya hapsetmiş. Bu sırada Balkız ve Prenses gelmiş. Aynanın Kara’nın yanında olduğunu görünce cadının tuzak kurduğunu anlamışlar. Pamuk ise ortadan kaybolmuş.

Keloğlan, kara dünyadan kurtulmak için bir yol ararken bir kuyuya düşmüş. İçeride birçok iskelet varmış ve karşısına kuyu canavarı çıkmış. Tam o sırada, yukarıdan Huysuz canavarın üzerine düşmüş ve canavar bayılmış. Hızla kaçmaya başlamışlar. Tünelin sonunda aşağıya sarkıtılmış bir ip görüp tırmanmışlar. Tırmandıkları kuyu gerçek dünyaya çıkmış.

İlginizi Çekebilir: Keloğlan ve Dev Masalı

Bu sırada çirkin cadı, Bilgecan Dede’nin evinin önünde içeriye girmek isterken Balkız ve Kara ona engel olmaya çalışmışlar. Cadı, bir anda Kara’yı fareye çevirmiş. Pamuk da oraya gelmiş. Balkız, cadı ile boğuşurken Keloğlan yardımına yetişmiş. Cadı, onu da fareye çevirmek için asasını sallayınca Keloğlan önüne aynayı getirip sihiri cadıya geri çevirmiş. Cadı bir anda fareye dönüşmüş. Bilgecan Dede de oraya gelip Kara ve Pamuk’un anne babasını eski haline çevirmiş. Bir anda aynanın içinden Uzun da çıkıp kurtulmuş. Küçük kızın anne ve babasını kurtarmanın mutluluğuyla hepsi gülmeye başlamışlar.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu